İş güvenliği uzmanı, İş yeri hekimiyle ücret pazarlığı!

İş güvenliği uzmanı, İş yeri hekimiyle ücret pazarlığı!

6331 sayılı yeni iş sağlığı ve güvenliği kanunu ile iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimlerinin ücretleride tartışılmaya başlandı.

İşverenlerden nekadar ücret istemeli şeklinde tamamen duygusal konuları uzmanlar ve hekimler kendi aralarında tartışıyorlar.

Şahsen ücretin alınanriskle orantılı olması gerektiğine inananlardanım.

Şöyle ki anlaşmaya imza atıldığı dakika iş güvenliği uzmanının ve işyeri hekimlerinin riskleri başlıyor.

O dakika sonrası olabileceklerden sorumlu.

Sorumlulukbakanlığa ve adli makamlara karşı geçerli.

Sertifikaları askıya alınabilir ve/veya iptal edilebilir.

Savcılıktarafından olayın sorumlusu olarak değerlendirilebilir.

Yetmedi 6331 sayılı yeni kanunumuzlaişverene karşıda görevi ihmal sorumluluğu getirildi.

Bunun anlamı şu; işveren maruz kalacağı maddi, manevi tüm zararları, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimine rücu edebilir, edecektir de.

Aslında konuşulmayan bir konu daha var.

Sigorta şirketleride yapılan mali mesuliyet sigortaları karşılığında ödedikleri tazminat bedellerini işverenle birlikte artık yeni kanunla uzmana da rücu edebilecekler.

Peki, çözüm nedir?

İmza atmadan evvel işyerindeki kabul edilemez risklerin ortaya çıkarılması için iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin 3–5 saatin feda etmesi gerekiyor.

Sonrasında bulunan kabuledilemez risklerin işverenle direkt olarak tartışmaya açılmasına sıra geliyor.

Bu risklerin kabul edilebilir seviyeye indirilmesi için kaynak ayırma düşüncesi var mı yok mu öğrenmek çok önemli.

İşverenlerin özellikle 50 kişinin altında olanların bir kısmının iş sağlığı ve güvenliği için kaynak ayıracaklarına dair şüphelerim var.

Bir kısım alt yüklenicinin /işverenin kafasında kaynak kapsamının işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanına verecekleri ücretten ibaret olduğuna dair örnekler fazlasıyla mevcut.

Pardon unutmadan, kişisel koruyucu donanımların ” çok mecbur kaldıkları durumlarda da olsa ” en ucuzları olmak kaydıyla temin ettiklerini söylemek zorundayım.

İşverenlerle bu konuların sonradan kavga etmektense baştan iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri tarafından açık açık konuşmak gerekiyor.

Özellikle mevzuatın yerine getirilmeyen maddelerini bakanlığa bildirmekle iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimlerinin sorumlu olduğunu açık açık bıkmadan usanmadan anlatılmasına ihtiyaç var.

Yoksa vay sen beni nasıl ihbar edersin kavgalarına meydan verilerek konu medya manşetlerini sıkça meşgul edebilir.

Uzmanın riskini azaltan bir konudan daha bahsetmek istiyorum.

İşletmede iyi uygulanan OHSAS18001:2007 iş sağlığı & güvenliği sistemi olması da ortak aklın gereğidir.

Anlaşma maddelerine konunun sözlü veya yazılı olarak konulması da mevzuatın uygulanmasını kolaylaştırır.

Kanun yasakları sıralamış ancak, uygulama stratejisinden bahsetmemiş.

En azından OHSAS sistemini önerebilirdi.

Şahsi düşüncem OHSAS sistemi olmadan böylesine ağır bir mevzuatın uygulanması çok güç.

Sonuçta İşverenlerle öncelikle yukarda bahsettiğim riskler hakkında sözlü/yazılı mutabakata varılmalıdır.

Mutabık derecesine göre de hizmet bedelinin kararlaştırılmasının iki taraf içinde adil olacaktır.

Özellikle OSGB leriyle yada işyerinde kadrolu olarak tam gün çalışırken yukardaki kriterler daha da önemlidir.

İş güvenliği uzmanı ve işveren ve/veya temsilcisi akşam başını yastığa koyduklarında uykularının kaçmaması bu kriterlerin karşılanmasına bağlı.

Tüm çalışanlara iş güvenliği uzmanı arkadaşlara ve işveren ve/veya temsilcilerine kazasız, belasız, meslek hastalığına yol açmayan mesailer diliyorum.