Vinç sektöründe FEM standartları önem kazanıyor

Bu yılın başında ilk aylara ilişkin yüzde 30-35 oranında bir büyüme öngören Türkiye vinç sektörü, yılın ilk dört ayında yüzde 50-55 ile tahminlerin üstünde büyüme göstererek beklentileri aştı. 2010 yılında yüzde 60- 65 seviyesinde gerçekleşen kapasite kullanım oranını yıl sonunda yüzde 80’e çıkarmayı hedefleyen vinç sektöründe, satış ve üretim konularındaki artış beklentisi beraberinde (Avrupa Birliği İstifleme, Vinç, Kaldırma ve Depolama Ekipmanları Federasyonu) FEM standartlarını da gündeme getiriyor.
2010 yılında 47.6 milyon dolar ile yaklaşık 60 ülkeye ihracat gerçekleştiren sektörde, üretim ve ihracatın FEM standartlarında yapılması için ortak hareket edilmesi kararı alındı. Vinç müşterilerini, güvenlik açısından FEM logosuna sahip firmaları tercih etmeleri gerektiği konusunda uyaran sektör temsilcileri, ‘Avrupa Birliği standartlarında üretim’ anlamına gelen FEM logosunun ihracat çalışmaları açısından büyük önem taşıdığını vurguluyor.

2011 yılına hızlı bir giriş yapan vinç sektöründeki bu talep canlılığı beraberinde üretim kalitesi konusunda sıkıntıların gündeme gelmesine neden oluyor. Sektör aktörlerini endişelendiren durum, talep patlamasının kalitesiz ürün imalatında artışa neden olması. Çünkü bu hem uluslararası standartlara uygun üretim yapan firmaların rekabet gücünü zayıflatıyor, hem de güvenliğin elzem olduğu sektörde ürün güvenliğini ve dolayısıyla can güvenliğini tehlikeye atıyor. Avrupa Birliği İstifleme, Vinç, Kaldırma ve Depolama Ekipmanları Federasyonu (FEM) standartlarına dikkat çeken sektör yetkilileri, vinç müşterilerini, güvenlik açısından FEM logosuna sahip firmaları tercih etmeleri gerektiği konusunda uyarıyor.

Vinç sektörü, son dönemde inşaat piyasasındaki canlanmanın rüzgârıyla yatırımlarına hız verdi. Vinç sektörü, ‘en iyi dönem’ olarak yaşadığı 2007’nin ardından, 2008 yılında krizin etkisiyle yüzde 45 daralmış, 2009 yılında yaşanan daralma ise yüzde 30-35 civarında olmuştu. Geçen yıl ise sektör, beklentilerin oldukça üstünde bir oranla, yüzde 70 büyümüştü. Yaşanan bu hızlı toparlanmada yol, köprü ve baraj yapımı faaliyetlerinin artmasının yanı sıra enerji sektöründeki yatırımların hız kazanmasının etkisi büyük oldu. Bu yıl sonunda ise makina alımlarında ve araç sayılarında artış öngörülüyor. Sektör, 2007 yılı rakamlarını ise 2012 yılında yakalamayı hedefliyor.

Geçtiğimiz yıl sonu krizin etkisini yitirmeye başlamasıyla canlanan vinç firmaları, bu güçle yeni yatırım çalışmalarına odaklandı. Şimdi sektörde beklenti, 2010 yılında yüzde 60- 65 seviyesinde gerçekleşen kapasite kullanım oranını, yıl sonunda yüzde 80’e çıkarmak yönünde.

İŞ MAKİNALARINDA TÜRKİYE, AVRUPA’NIN 4. PAZARI OLDU
Türkiye sektör dinamikleri, dünyadaki birçok ülkeden, özellikle Avrupa’dakilerden tamamen farklı. Sektör raporlarında Avrupa iş makinaları sektöründe son altı ayda ve bir önceki yıllara göre yüzde 5-10 civarı büyüme oldu. Bu, Doğu Avrupa’da yüzde 10, Batı Avrupa’da yüzde 5 olmak üzere, Avrupa’da ortalama yüzde 7 büyüme anlamına geliyor. Türkiye’de sağlanan yüzde 55 seviyesindeki büyümeyle bütün Avrupa’daki rakamlar bir anlamda alt üst edildi. Aynı zamanda İtalya ve İspanya’da büyümenin eksilerde seyretmesi, Türkiye’yi Avrupa’da beşinci ya da altıncı büyük pazarı konumundayken, şu an dördüncü pazar konumuna getirdi.

Türkiye’de ceraskallar, gezer köprülü tavan vinçleri, portal vinçler, monoray vinçler, tersane vinçleri, pergel vinçler, çelikhane vinçleri, döner arabalı vinçler, hurdalık vinçleri-polip, kepçeli vinçler, mobil vinçler, hidrolik platformlar, teleskobik boomlu hidrolik mobil vinçler, yüksek teknolojileri, kaliteleri ve fiyatları ile rekabetçi düzeyde imal ediliyor. Birleşmiş Milletler Comtrade’in yayınladığı bilgilere göre Türkiye, gantri vinçleri, köprü vinçleri ve raylı taşıcı vinçlerde, 2009 yılında imalat bakımından dünya sıralamasında 10’uncu, gezer köprü vinçlerinde 13’üncü ve hareketli kaldırma çerçeveleri, lastik tekerlekli taşıyıcılarda 17’inci sırada yer aldı.

İHRACATTA ROTA, GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ÇEVRİLDİ
Makina İmalatçıları Birliği (MİB) verilerine göre, 2005 yılında 18.1 milyon dolar olan vinç ihracatı, 2009 yılına gelindiğinde 56.3 milyon dolara kadar çıkmıştı. 2009’da kriz nedeniyle siparişler azalmış ve ihracat 2010 yılında yüzde 15 azalarak 47.6 milyon dolara kadar inmişti. Bu yıl ise sektör aktörlerine göre ön göstergeler, ihracatta eski temponun yeniden yakalanabileceğini gösteriyor.

Türk vinç sektörü ihracatında öne çıkan pazarlar ise Doğu Avrupa, Kuzey Afrika, Rusya, Ortadoğu ve Türki cumhuriyetler. En çok ihracat gerçekleştirilen ülkeler arasında, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkmenistan, Irak, Mısır, Libya ve Azerbaycan yer alıyor. Son dönemde krizin yaralarını saran ve büyüme ile yatırıma odaklanan sektörde şimdi gözler, Güney Amerika, Afrika ve Çin gibi gelişmekte olan ülkelerde.

İhracattaki olumlu öngörülere rağmen sektörde ithalat ise, yoğun şekilde sürüyor. 2009 yılında 188.2 milyon dolar olan sektör ithalatı, 2010 yılında 164.6 milyon dolara düşse de ithalat hâlâ ihracatın neredeyse dört katı. Yine de 2007 yılında 274.3 milyon dolar olarak gerçekleşen ithalat rakamı düşünüldüğünde, geçen yıl ulaşılan 164.6 milyon dolarlık ithalat rakamının düşmesinde yerli imalatçıların başarıları yadsınamaz durumda. En önemli ithalatçı konumundaki Çin, gizli devlet destekleri ile Türk vinç sektörü için daha da etkili bir haksız rekabete neden oluyor. Diğer yandan AB tanımlamalarında yüksek riskli makinalar grubunda yer alan vinçlerin, uzun yıllar kullanılmış olanlarının ithalat rejiminin sağladığı imkan ile ithal edilmekte oluşu, sektördeki haksız rekabeti körükleyen unsurların başında geliyor. Sektör temsilcileri, bu vinçlerde en azından CE işareti kurallarına uygunluk şartının titizlikle aranması gerektiğine dikkat çekiyor.

DÜNYADA FEM LOGOSU OLAN ÜRÜNLER TERCİH EDİLİYOR
Sektör gündemini şu an meşgul eden en önemli konuların başında ise arz sıkıntısı geliyor. İmalatçılar, gelen siparişleri yetiştirmeye çalışırken, sektör temsilcilerini endişelendiren en önemli konuyu, talep patlamasının kalitesiz ürün imalatında artışa neden olması oluşturuyor. Çünkü bu hem uluslararası standartlara uygun üretim yapan firmaların rekabet gücünü zayıflatıyor, hem de güvenliğin elzem olduğu sektörde ürün güvenliğini ve dolayısıyla can güvenliğini tehlikeye atıyor. Bu noktada İSDER, Avrupa Birliği İstifleme, Vinç, Kaldırma ve Depolama Ekipmanları Federasyonu (FEM) standartlarına dikkat çekiyor ve vinç müşterilerini, güvenlik açısından FEM logosuna sahip firmaları tercih etmeleri gerektiği konusunda uyarıyor. ‘Avrupa Birliği standartlarında üretim’ anlamına gelen FEM logosu, ihracat çalışmaları açısından da büyük önem taşıyor. Çünkü artık tüm dünyada FEM logosu olan ürünler tercih ediliyor.

Ayrıca sektörde denetimlerin henüz yeterli seviyeye gelmemiş olması da sektörde sıkıntı yaratıyor. Tescil ve kalite denetimi yapılmadığından teknik ve ekonomik bakımdan yeterli olmayan firmalar, sektörde üretim yapabiliyor ve yetkisiz firmalar tarafından piyasaya sürülen vinçler büyük tehlike arz ediyor. Denetim eksikliği, kullanımı hala devam eden eski vinçlerin de piyasada kalmasına ve tehlike boyutunun artmasına neden oluyor. ‘Vinç sektörüne kalite standardı ve denetim getirilmediği takdirde, kaza riskleri de artacak’ uyarısında bulunan sektör aktörlerine göre, işyeri teftişleri bir an önce düzenlenmeli.

Sektörde yaşanan sıkıntılardan bir diğeri de leasinglerdeki KDV oranının yüzde 18’e çıkarılması. Sektörde, üretim ve istihdamı etkileyen en önemli unsurlardan biri olan leasingde, KDV oranının tekrar düzenlenerek yüzde 8’e indirilmesi beklentisi sürüyor. Sektör aktörleri, KDV düzenlemesi ile hem firmaların yatırım imkanlarının hem de pazarda güvenli vinç kullanımının artacağı görüşünde.

“TÜRKİYE’DE FEM STANDARDINDA ÜRETİM YAPILMASINI AMAÇLIYORUZ”
Avrupa’da ve ABD’de kriz devam ederken Türkiye’nin sürpriz bir şekilde en hızlı büyüyen ülkelerin başında gelmesiyle iş makinaları sektöründe 2010’da yaklaşık yüzde 70 büyüme gerçekleştiğini belirten İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER) Genel Sekreteri Faruk Aksoy, ağır iş makinalarında yüzde 92’lik, vinç sektöründe ise yüzde 70’lik büyüme olduğunu kaydetti. Bu yılın ocak ayında gerçekleşen yönetim kurulu toplantısında, yılın ilk ayları için yüzde 30-35 oranında bir büyüme öngördüklerini vurgulayan Aksoy, ancak yılın ilk dört ayında vinç sektörünün tahminlerinin üstünde yüzde 50-55 büyüme gösterdiğini dile getirdi. Vinç sektöründe 2007’de ‘zirve yıl’ olduğuna dikkat çeken Aksoy, 2007 rakamlarına 2012 yılında tekrar ulaşmayı hedeflediklerini de kaydetti. Aksoy, “Avrupa bu rakamlara en erken 2015 yılında ulaşılabileceğini söylüyor. Türkiye pazarı çok hızlı büyüyor. Dünyadaki bütün büyük üreticiler gözünü Türkiye’ye dikmiş durumda. Özellikle Çin’deki büyük imalatçılar Türkiye ile ilgileniyor. Dolayısıyla sektör olarak doğru standartları yakalarsak daha fazla ülke çekeriz” diye konuştu.

Vinçte 55-60 arası ülkeye, iş makinalarında ise 137 ülkeye ihracat yapıldığı bilgisini veren Aksoy, şöyle devam etti: “İhracatımız için iç piyasadaki denetime çok önem veriyoruz. Çünkü bir mal ülkeye girdi mi, kalitesi çok önemli. Eğer yeterli standartta değilse o malın bir daha o ülkeye girmesi çok zor. Amacımız kaliteli FEM (Avrupa Birliği İstifleme, Vinç, Kaldırma ve Depolama Ekipmanları Federasyonu) standardında ürünlerin Türkiye’de üretilmesi ve dünyaya ihraç edilmesi.”

“FEM LOGOSU İLE İLGİLİ BİR KAMPANYA YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUZ”
Türkiye vinç sektörü imalatının ayakları üzerinde duracak seviyeye daha yeni geldiğine dikkat çeken Faruk Aksoy, bu seviyeye gelen sektörde 10-15 arası çok güçlü firmanın yer aldığının altını çizdi. Bu noktada dünyada vinç üreticilerinin satış gerçekleştirmeleri için FEM standart ve normlarına sahip olmaları gerektiğini vurgulayan Aksoy, “Firmalar FEM logosuna sahip olmalılar. Artık tüm dünya, özellikle Avrupa ve çevresi, Rusya, Kuzey Afrika da dahil olmak üzere ürettiğiniz vincin FEM standartlarında olup olmadığına bakıyor” diye konuştu.

İSDER olarak FEM’in yürütme kurulu üyesi olduklarını ifade eden Aksoy, böylece sektörü denetleyecek ve FEM logosunu onaylayacak Türkiye’deki tek yetkili kurum olduklarını vurguladı. Dernekteki vinç komitelerini ve üyelerinin FEM logosunu kullanma yetkisine sahip olduklarını belirten Aksoy, Avrupalıların çok iyi şekilde kullandığı FEM avantajlarını, sektördeki 100 -150 civarındaki firmanın da kullanma fırsatını yakalaması amacıyla onlara dernek üyesi olmaları için çağrıda bulundu. “Firmalar bize üye olduktan sonra FEM standartlarında üretim yaptığını kanıtlarlarsa FEM logosu veriyoruz. Böylece bütün dünyada 200 ülkede geçerli olan standartları ve öne geçme unsurunu kullanabiliyorlar” diyen Aksoy, bunun üreticiler ve ihracat için çok önemli olduğunun altını çizdi. İnsan sağlığı ve çevre koşullarına uygun kaliteli üretimin göstergesi olan FEM logosu ile ilgili bir kampanya yapmayı düşündüklerini belirten Aksoy, bu konuyla ilgili avukatlarıyla çalıştıklarını, kampanya ile Türkiye’deki bütün müşterilerine FEM logosu olmayan ürünleri tercih ederken dikkat etmeleri gerektiğini anlatmayı planladıklarını vurguladı.

http://www.haberortak.com/Haber/Vinc/22082011/Vinc-sektorunde-FEM-standartlari-onem-kazaniyor.php#storyContinued

Bu yazının kalıcı bağlantısı http://insaattaisguvenligi.com/2013/06/13/vinc-sektorunde-fem-standartlari-onem-kazaniyor/

Bir yanıt yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.