İş kazasıyla ilgili bilinmesi gereken her şey

İş kazasıyla ilgili bilinmesi gereken her şey
http://www.sgkrehberi.com/haber/616/
20 Şubat 2012, Pazartesi

1- İş Kazasının Tanımı ve Kapsamı

5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinde iş kazası;
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışan sigortalının;
a) İşyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla,
c) Görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatına tabi olup olmadığına bakılmaksızın yine bu mevzuatta belirtilen sürelerde çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) İşverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,

Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışan sigortalının ise;
a) İşyerinde bulunduğu sırada,
b) Yürütmekte olduğu iş nedeniyle işyeri dışında,
Meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan “bedenen” veya “ruhen” özüre uğratan “olay” olarak tanımlanmıştır.

Madde metninden de anlaşılacağı gibi, bir olayın, iş kazası sayılabilmesi için yukarıda belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen yada ruhen özüre uğratması gerekmektedir.
Buna göre, bir olayın iş kazası olup olmadığı Kurumumuzca değerlendirilebilmesi için öncelikle İş kazası geçiren kişinin,
-Sigortalı olması,
-Mutlaka bir olay ile karşılaşmış olması,
-Meydana gelen olay nedeniyle bedenen veya ruhen özre uğraması,
hallerinin bir arada bulunması gerekmektedir. Bu hal ve durumlardan bir tanesinin bulunmaması durumunda meydana gelen bir olayın iş kazası olarak nitelenmesi mümkün bulunmamaktadır.
Ayrıca, bir olayın iş kazası olup olmadığının tespiti sırasında öncelikle ortaya çıkmış bir olayın mevcut olması ve olay ile netice arasında mutlaka bir ilişkinin bulunması, diğer bir deyimle ortaya çıkan olayın nedeni ile sonucu arasında bir ilişkinin kurulması gerekmektedir.
Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen bir olay, yapılan işle ilgili olup olmadığı aranmaksızın iş kazası sayılmaktadır.
Buna göre, iş kazası adından da anlaşılacağı gibi sigortalının yaptığı işle ilgili olarak, işin yürütümü sırasında meydana gelen olayı ifade etmekte ise de, kanun koyucu bu konuda sigortalıların lehine olmak üzere, yapılan işle ilgisi olmayan bazı hal ve durumlarda ortaya çıkan olayları aşağıda açıklandığı şekilde, iş kazası kapsamına almış bulunmaktadır.

Bu nedenle, öncelikle yürütülen işle ilgisi olmayan hal ve durumların Kanunun 11 inci maddesinde yer verilen işyeri tanımında yer alan, sigortalı sayılanların maddî olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerler olarak tanımlandığı dikkate alınarak işyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçlar da meydana gelen bir olayın bu çerçevede iş kazası yönünden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Buna göre, sigortalının işyerinde bulunduğu sırada avluda yürürken düşmesi, dinlenme saatinde top oynarken ayağının burkulması, bahçedeki meyve ağacından meyve toplarken düşmesi, bahçedeki köpeğin ısırması, yemek yerken elini kesmesi, dinlenme odasında dinlenirken sobadan zehirlenmesi, işyerinde intihar etmesi, işyeri sınırları içinde bulunan havuz gibi yerlerde boğularak ölmesi, ücretli izinli bulunduğu sırada çalıştığı işyerindeki arkadaşlarını ziyaret için geldiğinde kaza geçiren sigortalının işyeri ile olan hukuki ilişkisi yani hizmet akdi devam ettiğinden sigortalılık vasfı yitirilmemiş olması nedeniyle bu kazanın da iş kazası sayılması,
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanlardan; tarlada bulunduğu sırada yıldırım düşmesi sonucu ölümü veya yaralanması, seyyar satıcının müşteri ile tartışması sonucu yaralanması, taksicinin takside yaralanması vb. olayların iş kazası olarak kabul edilmesi,
Bir hizmet akdine istinaden kamyon, at arabası, sandal gibi taşıtlarda çalışan sigortalılar ile Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanlardan işleri dolayısıyla bu araçlarla çalışanların bu araçlarda geçirecekleri kazaların da iş kazası sayılması,
Gerekmektedir.
-Kanunun 4 üncü maddesinin (a) ve (b) fıkrası kapsamında çalışan sigortalıların işyerinde bulunduğu sırada, meydana gelen herhangi bir olayın yapmakta oldukları işle ilgili olup olmadığına aranmaksızın iş kazası sayılmaktadır.

ÖRNEĞİN;
1: Bir inşaat işyerinde çalışan sigortalının işyerine ait yemekhane olarak kullanılan barakada öğle yemeği için bulunduğu sırada çıkan fırtına sebebiyle yemekhanenin çatısının çökmesi sonucu, enkaz altında kalarak uğradığı kazanın,
2: Sigortalının, işyeri yatakhanesinde yattığı sırada yatakhanede bulunan sobadan zehirlenmesi olayının,
3: Bir otel sahibi sigortalının ve otelin yemekhanesinde çalışan sigortalının serinlemek amacıyla girdiği otelin havuzunda boğulması olayının,
4: Bir fabrika işyerinde çalışan sigortalının, ücretli izinli bulunduğu sırada, (izinli olduğu süre içerisinde işyeriyle olan hukuki ilişkisi, yani hizmet akdi devam ettiği dolayısıyla sigortalılık niteliğini kaybetmemiş olması nedeniyle) aynı fabrikada bulunan arkadaşlarını ziyaret amacıyla geldiği işyerinde ayağının kayarak düşmesi sonucu bacağının kırılması olayının,
5: Kendisine ait tarlada traktörü ile çalışmakta iken traktörün devrilmesi, tarlasında bulunan ağacın altında dinlenme esnasında yılan sokması, yıldırım düşmesi, akaryakıt istasyonunda bulunduğu sırada meydana gelen soygun sırasında yaralanması olayının,
İş kazası sayılması gerekir.

Öte yandan, kamyon, otobüs, motosiklet, at arabası, kamyonet, uçak, gemi, vapur, yat ve sandal gibi taşıtlarda hizmet akdi ile veya kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalıların işyeri sayılan bu araçlarda meydana gelecek olayların iş kazası sayılması gerekmektedir.
Ancak, Kanunun 11 inci maddesindeki maddi olan veya olmayan unsurları ile birlikte işlerini yaptıkları yer ibaresinden sigortalıların fiilen çalıştığı diğer bir ifadeyle esas işini gördüğü yerin anlaşılması gerektiği ve aynı maddenin ikinci bendine göre de işin niteliği ve yürütümü bakımından iş yerine bağlı bulunan yerlerle diğer eklentilerde iş yerinden sayılması gerektiğinden (Maden İşletmeleri, Kara yolları, Devlet Demir Yolları gibi) sınırları çok geniş alan kapsayan işyerlerinde çalışan sigortalının esas işini gördüğü yerden tamamen ayrı bir yerde ve işin yürütümü ile ilgili olmaksızın bulunduğu bir sırada uğradığı kazanın, olayın sadece işyeri sınırları içinde meydana gelmesinden dolayı iş kazası sayılmasına imkan görülememektedir.
Diğer taraftan, herhangi bir olayla ilgili olmaksızın işyerinde geçirdiği bir kalp krizi veya başka bir hastalık nedeniyle vefat eden sigortalının ölümünün iş kazası olarak kabulüne imkan bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere, Kanunun 13 üncü maddesinde sayılan hal ve durumlardan birinde meydana gelen herhangi bir olay sonucu 4 üncü maddenin (a) ve (b) fıkrası kapsamında çalışan sigortalıların bedenen veya ruhen arızaya uğraması hali iş kazası sayıldığından, burada göz önünde bulundurulması gereken husus, öncelikle bir olayın var olması ve bu olay ile sonuç arasında bir ilişki bulunması, diğer bir deyimle “neden” ile “sonuç” arasında bir bağlantının olmasıdır.
Kanunun 4 üncü maddesinin (a) ve (b) fıkrası kapsamında çalışan sigortalıların işyerinde bulundukları sırada geçirdikleri kalp krizi olaylarının hangi hallerde iş kazası sayılacağı;
Çağımızın artık yaşa bağlı olmaktan çıkan ve önemli ölüm nedenlerinden olan kalp krizi çalışma hayatında da sıkça görülmeye başlanıldığı, günümüzdeki tıp teknolojisi gelişmesine rağmen kalp krizlerinin nedeni doyurucu olarak açıklanamadığı, bu yüzden kalp krizinin iş kazası niteliği belirlenirken, sosyal güvenlik hukuku düzenlemelerine hakim olan sosyal hukukun çalışanları koruyucu ilkeleri ile sigorta düşüncesine öncelikle önem verilmesi gerektiği, kalp krizinin iş kazası sayılabilmesi için öncelikle meydana gelen olayın kural olarak tazminat hukukuna göre kaza sayılması gerektiği, kaza ise kazaya uğrayana göre dışarıdan meydana gelen bir etki sonucu ortaya çıkmasının icap ettiği, iş kazasını doğuran dış etkenin ise, çalışma şartlarından kaynaklanıp kaynaklanmaması olayın iş kazası olarak değerlendirilmesinde önem taşımadığı, çünkü işyerinde meydana gelen bir kazanın Sosyal Güvenlik Kurumu anlamında iş kazası kabul edilmesi için kazanın işyerinde ve sigortalının işverenin emrine amade iken ya da işin yürütümü sırasında olmasının yeterli ve gerekli olduğu, işyerinde işverenin emri altında olmak normal hayat şartlarına göre değerlendirilmesi gerekmektedir.

ÖRNEĞİN;

işyerinde işin yapılmadığı zamanların buna örnek gösterilebileceği, yoksa sigortalının işverenin emrinde olmaksızın veya kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların tatil veya mesai saatleri dışında, işyerinde işle ilgisi olmayan keyfi davranışlarda bulunurken kalp krızi geçirmesi durumunda olayın iş kazası sayılamayacağı, sigortalı söz konusu davranışları ile bir bakıma mekan anlamında işyerinde bulunurken işverenin otoritesi altından farazi olarak çıkmaktadır.
İşyerinde ortaya çıkan kazanın sonucunun işyeri dışında ortaya çıkması da kazanın iş kazası olarak kabulünü, yine kazaya sebebiyet veren dış etkenin oluşumunda sigortalının iradesinin olması bu yönden kazanın iş kazası sayılmasını önleyemeyeceği, çünkü sigortalının iradesi kusur derecelerine göre bu Kanunun 21 ve 22 nci maddelerinde kasıt, suç sayılır davranış ve bağışlanmaz kusur olarak değerlendirilmiş ve sadece sigortalıya bağlanacak olan gelirlerde farklılık meydana getirdiği, yoksa sigortalının iradesi kazanın iş kazası olmasını engelleyen bir neden olarak görülmeyeceği,
Görüldüğü gibi iş kazası değerlendirilirken kaza kavramının tazminat hukukundaki irade dışında olması, öngörülememe ve kaçınılamama özellikleri ile aniden ortaya çıkma unsuru Kurumumuz düzenlemelerinde öneme alınmadığı doktrin tarafından savunulduğu, fakat dışarıdan bir etkenle olayın ortaya çıkması kazanın oluşumunda her iki hukuk dalında da kurucu unsur olduğu, Kısaca ifade etmek gerekirse sigortalı işyerinde ve işini yaparken veya iş yapmadan geçirdiği sürelerde işverenin emrine amade iken dış etkenlerden kaynaklanan bir neden sonucu kalp krizi geçirirse, kalp krizinin sonucu (ölüm veya arızalar) işyerinde veya dışında gerçekleşsin bunun bir iş kazası sayılması gerekmektedir.
Burada göz önünde bulundurulması gereken konu, öncelikle bir olayın meydana gelmesi ve bu olay ile sonuç arasında bir ilişkinin bulunması diğer bir deyimle, “neden” ile “sonuç” arasında bir bağlantının olması gerekmektedir.
Fıkranın (b) bendine göre; işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle meydana gelen olaylar tipik iş kazasını oluşturmaktadır.

ÖRNEĞİN;
1: Marangoz atölyesinde hızar makinesinde çalışan sigortalının elini makineye kaptırması veya elektrik tamir ve bakım işyeri sahibi ve bu işyerinde çalışan sigortalının tamir için gittiği herhangi bir yerde yapmakla görevli olduğu işi sırasında elektriğe kapılmak suretiyle uğradığı kazanın,
2: Bir apartman işyerinde kapıcı olarak çalışan sigortalının kat sakinlerinin zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla markete gittiği sırada yolda uğradığı trafik kazasının,
3: PVC kapı doğrama üretimi ve montaj işinin yapıldığı işyeri sahibi ve işyerinde hizmet akdine istinaden çalışan sigortalının sipariş verilen mamulün montajını yaptığı esnada uğradığı kazanın,
4: Oto acil servisinde tamirci olarak hizmet akdine istinaden çalışan sigortalının veya servis sahibinin bir müşterinin arabasının yolda arızalanması üzerine telefonla işyerinden tamir talebinde bulunduğu karayolunda söz konusu aracı tamir ederken yoldan geçen bir aracın çarpması suretiyle uğradığı kazanın,
5: Kendisine ait konfeksiyon atölyesinde çalışan sigortalının kumaş keserken parmağını kesmesi sonucu uğradığı kazanın,
İş kazası sayılması gerekir.

Fıkranın (c) bendine göre; Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak iş yeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelen kazalar iş kazası sayılmaktadır.
Bu fıkranın uygulanmasında göz önünde bulundurulması gereken husus, uğranılan kazanın işverenin sigortalıya vermiş olduğu görevle ilgili olup olmadığı ve bu görevin yapılması için geçen süre içinde meydana gelip gelmediğinin tespitine bağlı bulunmaktadır.

ÖRNEĞİN;
1: Hakkari ‘ de kurulu bir işyerinde çalışan sigortalı işyerine ait araçla işverenin talimatı üzerine işvereninin Erzurum’da bulunan evine şahsi eşyalarını götürürken veya geri dönerken geçirdiği trafik kazasının,
2: TEDAŞ İşyerinde elektrik teknisyeni olarak çalışan ve bir yerleşim yerinin elektrik şebekesinin kontrolü sırasında ekip şefi tarafından yerleşim yerine giren enerji nakil hatlarının altında ağaç bulunup bulunmadığını tespit etmek üzere görevlendirilen sigortalının, bu görevi yapmak için gittiği yerde daha önceden açılmış bir direk çukuruna düşmesi sonucu yaralanması olayının,
3: Bir işyerinde temizlik işlerini yapmak üzere, firmada çalışan sigortalının elektrik faturasını yatırmak üzere, işverenince bankaya gönderildiği sırada geçirdiği kazanın,
4: Bir lokanta iş yerinde çalışan garsonun lokantaya yemeğe gelen iki yaşlı müşteriye işverenin talimatı üzerine yolun karşı tarafından arabaya bindirmek istediği esnada yolda geçirdiği trafik kazasının,

İş kazası sayılması gerekir.

5: Diğer taraftan, Trabzon’da kurulu bir işyerinde muhasebeci olarak çalışan sigortalının işverenince, Samsun’da bulunan bürolarının hesaplarını incelemesi için geçici görevle gönderilmesi nedeniyle Samsun’a gidiş ve dönüş esnasında veya bu görevi sırasında meydana gelen herhangi bir olayın iş kazası sayılması gerekmekte, ancak; sigortalının Samsun’da eğlenmek amacıyla gittiği gece kulübünde uğradığı kazanın iş kazası olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır.

Bu fıkra hükümleri görevin işveren tarafından verilmesi şartını taşıdığından Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 37 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bedinde de belirtildiği gibi İşveren konumundaki Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde sayılan sigortalılar için uygulanamaz.

Fıkranın (d) bendine göre; Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında emziren kadın sigortalının iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda geçirdiği kazalar da iş kazası sayılmaktadır.

ÖRNEĞİN;
1: Emzikli kadın sigortalının çocuğunu emzirmek için iş yerindeki emzirme odasında bulunduğu sırada oturduğu sandalyenin kırılması yada merdivenlerden düşmesi sonucu uğradığı kazanın,
2: Sigortalının çocuğunu emzirmek için ayrılan zamanda işyerinden ayrılarak evine gidip gelirken yolda uğradığı trafik kazası veya yol güzergahında teröristlerce yapılan silahlı saldırı sonucu yaralanması yada evinde bulunduğu sırada banyoda ayağının kayması veya mutfaktaki tüpün patlaması sonucu geçirdiği kazanın,
İş kazası sayılması gerekir.

Bu fıkra hükümleri görevin işveren tarafından verilmesi şartını taşıdığından Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 37 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bedinde de belirtildiği gibi İşveren konumundaki Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde sayılan sigortalılar için uygulanamaz.

Fıkranın (e) bendine göre; Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı, yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen yada ruhen özre uğratan olaydır.

ÖRNEĞİN;
1: Organize sanayi bölgesinde kurulu bir işyerinde çalışan sigortalının ikamet ettiği semte işverenince sağlanan araçla gidip gelmesi sırasında geçirdiği kazanın,
2: Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde kurulu herhangi bir fabrikada çalışan sigortalıların işverenin kiraladığı bir taşıtla Ankara’ dan işyerine götürülmeleri veya Ankara’ ya getirilmeleri esnasında geçirdikleri kazanın,
3: Birkaç işçiyle birlikte ve işyeri yetkilisinin izniyle işyerinin başka bir yerdeki ünitesine görevli olarak götürülmekte iken yol üzerinden geçmekte olan hayvan sürüsünün, taşıtın yola devam edebilmesi için sigortalının araçtan inerek dağıtmaya çalıştığı sırada sürünün köpeği tarafından ısırılması sonucu meydana gelen olayın,
4: İşin yapıldığı yere götürülüp getirilmeleri için, işverence sağlanan servis aracıyla işyerine getirilmeleri sırasında, bir sigortalının gecikmesi nedeniyle araca her zamanki durağından binememesi üzerine bu sigortalıyı almak için ana yol güzergahı dışında saptığı tali yolda geçirdikleri kazanın,

Sigortalıların gidiş geliş hali henüz sona ermediği için iş kazası sayılması gerekmektedir.

5: Bir fabrikada çalışan, sabah vardiyasına gitmek için bindiği servis aracından inip yolun karşı tarafında bulunan iş yerine geçtiği sırada sigortalının uğradığı trafik kazasının o anda (gidiş) geliş hali sona ermiş olması nedeniyle iş kazası sayılması mümkün bulunmamaktadır.

Bu fıkra hükümleri sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere getirilip götürülmelerini düzenlediğinden işveren konumundaki Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde sayılan sigortalılar için uygulanamaz.

2- İş Kazasının Bildirilmesi

İş kazasının;
Kanunun 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci alt bendinde belirtilen 4 üncü maddenin (a) bendi ile 5 inci madde kapsamındaki sigortalıların geçirdiği kazanın işvereni tarafından o yer yetkili kolluk kuvvetlerine (Jandarma, Polis Karakolu) derhal, Kuruma da (Sosyal Güvenlik İl Merkezlerine, Sosyal Güvenlik İl/ Sosyal Güvenlik Müdürlüklerine, Kurumumuz Genel Müdürlüklerine) en geç kazadan sonraki üç iş günü içinde,
Kuruma bildirilmesi gerekir.

ÖRNEĞİN;
1 : Pazartesi günü meydana gelen bir iş kazasının anılan fıkra hükmü gereğince kazayı takip eden üçüncü iş gününe rastlayan Perşembe günü,
2: Perşembe günü meydana gelen bir iş kazasının anılan fıkra hükmü gereğince kazayı takip eden üçüncü iş gününe rastlayan bir sonraki haftanın Salı günü,

Sonuna kadar Kuruma bildirilmesi gerekir.

Bu kapsamdaki sigortalıların geçirdikleri iş kazasının; işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde ise, işveren tarafından kazanın öğrenildiği tarihten itibaren üç iş günü içinde, Kuruma bildirilmesi gerekmektedir.

ÖRNEĞİN;
1: İş yerinin kurulu bulunduğu yerin dışında işverenince görevlendirilen sigortalıların geçirdikleri iş kazasının ( Salı günü meydana gelen iş kazasının işveren tarafından öğrenildiği Cuma günü (dahil) başlanılarak, anılan fıkra hükmü gereğince takip eden haftanın Salı günü bitimine kadar) işvereni tarafından kazanın öğrenildiği veya çeşitli iletişim vasıtalarıyla haber aldığı,
2: Gemi tersanesinde çalışan sigortalının, gemi ambarına düşmesi sonucu haber alınamaması nedeniyle, meydana gelen iş kazasını işvereninin olayı öğrendiği,
3: Merkezi İzmir’de kurulu bulunun ve Iğdır’daki bir kamu kurumuna ait bina inşaatı yapan işverenin işin yürütümü sırasında yeterli ödenek alamaması nedeniyle yapım işine ara verilen süre içinde işyerinde bulunan inşaat bekçisinin kimliği belirsiz kimseler tarafından işyerinde bıçakla yaralanması sonucu meydana gelen olayda komaya giren bekçinin iki gün sonra komadan çıktıktan sonra işverenine olayı bildirmesi nedeniyle işverenin olayı öğrendiği,
tarih dahil olmak üzere üç iş günü içinde Kuruma bildirilmesi gerekmektedir.

Ancak; iş kazasının Kuruma yukarıda belirtilen süreler içersinde bildirilmemesi halinde, olay tarihi itibariyle Kuruma bildirim yapılıncaya kadar Kurumca sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödenekleri işvereninden tahsil edilir.
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunan sigortalılara ise geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez.
Kanunun 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) alt bendinde belirtilen 4 üncü maddenin (b) bendi kapsamındaki sigortalılar bakımından, meydana gelen iş kazasının, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren anılan madde hükmünde öngörülen bir aylık süreyi geçmemek ve geçirilen kazadan dolayı ortaya çıkan rahatsızlığın hekim raporu belgelenmesi şartıyla, bildirim yapmaya engel olmadığı günden başlanarak kendisi tarafından üç işgünü içinde Kuruma bildirilmesi gerekmektedir.

ÖRNEĞİN;
1: İş kazası nedeniyle sağlık tesislerince tedavi altına alınan 4 üncü maddenin (b) bendi kapsamındaki sigortalının bir aylık süre içinde hastaneden taburcu olduğu ve çalışabileceğine karar verildiği tarihten itibaren üç iş günü içinde,
2: İş kazası nedeniyle sağlık tesislerince tedavi altına alınan 4 üncü maddenin (b) bendi kapsamındaki sigortalının bir aylık süre içinde hastaneden taburcu edilerek istirahat verilmesi halinde, hastaneden taburcu olduğu tarihten itibaren üç iş günü içinde,
Kurumumuzca örneği hazırlanan ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin ekinde yer alan iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin Kurumumuz Sosyal Güvenlik İl Merkezlerine, Sosyal Güvenlik İl/ Sosyal Güvenlik Müdürlüğüne, Kurumumuz Genel Müdürlüklerine e-Sigorta veya doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesi gerekmektedir.

İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.
Kanunun 4 üncü maddesinin (b) bendi kapsamındaki sigortalı olanlar iş kazasının anılan bentte belirtilen süre içinde Kuruma bildirilmemesi halinde, sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödenekleri bildirim tarihinden itibaren ödenir.
İş kazası ve meslek hastalığını işveren, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğin 5 inci maddesine göre, e-Sigorta ile Kuruma bildirir veya doğrudan ya da posta yoluyla da ilgili üniteye gönderilebilir. Adi posta ile yapılan bildirimlerde Kurum kayıtlarına intikal tarihi, taahhütlü, iadeli taahhütlü veya acele posta ile yapılan bildirimlerde postaya veriliş tarihi esas alınır. Bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen veya yazılı olarak bildirilen hususları kasten eksik yada yanlış bildiren işverenden veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıdan, Kurumca bu olayla ilgili yapılmış bulunan masraflar ile ödenmişse geçici iş göremezlik ödeneği tahsil edilir.

3- İş Kazasının Soruşturulması

Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir.
İş kazası soruşturmaları, iş kazası ve meslek hastalığı bildirim formu ile bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı ve bu sigorta kollarından yararlanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesinin uygulanıp uygulanmayacağı, olayın meydana gelmesinde sigortalının kastı, ağır kusuru, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi ile üçüncü şahısların kusurlu halleri sonucu meydana gelip gelmediği hakkında karar verilebilmesi için yapılır.
(1) Kurum, işverence düzenlenen iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ve eki belgeler ile Kamu kurum ve kuruluşlarının görevleri gereği düzenlemiş olduğu belge ve tutanaklardan, sigorta olayı için gerekli bilginin temin edilmesi koşuluyla, başka bir soruşturma ve denetime gidilmeden ünite (Sosyal Güvenlik İl Merkezlerine, Sosyal Güvenlik İl/ Sosyal Güvenlik Müdürlüğünce) olayın iş kazası sayılıp sayılamayacağına karar verebilir.

ÖRNEĞİN;
Kanunun 4 üncü maddesinin (a) bendi kapsamında olan sigortalıların meydana gelen iş kazası ile ilgili olarak sigortalının mensubu olduğu özel işyerlerince düzenlenen İş kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu, İşverence düzenlenecek İş kazası Tespit tutanağı, olayın intikal ettiği Kolluk kuvvetlerince düzenlenecek tutanağın ve şahit ifadelerinden, Kamu Kurum ve Kuruluşlarında meydana gelen iş kazası dolayısıyla düzenlenen resmi belge, bilgi ve konuyla ilgili düzenlenen tutanakların incelenmesinden, olayın iş kazası olduğunun anlaşılması halinde,
Ayrıca, Kanunun 4 üncü maddesinin (b) bendi kapsamında olan sigortalıların geçirdikleri iş kazası için; kolluk kuvvetlerince düzenlenmesi gereken tutanağın dışındaki yukarıda belirtilen diğer belgeler ile olay nedeniyle başvurduğu sağlık tesisince düzenlenecek raporun bulunması halinde, ünitece (Sosyal Güvenlik Merkezlerine, Sosyal Güvenlik İl/ Sosyal Güvenlik Müdürlüğünce) başkaca bir araştırma yapılmadan karar verilebilir.
(2) Ünitece, (Sosyal Güvenlik Merkezlerine, Sosyal Güvenlik İl/ Sosyal Güvenlik Müdürlüğünce) karar verilemeyen, şüpheli görülen ve tereddüt edilen (birinci maddedeki hal ve durumların dışında, belge ve bilgilerin yetersizliği, belge üzerinde tahrifat, ifadeler arasındaki çelişki, ihbar, şikayet vb.) uzun süreli tedavi gerektiren, maluliyet veya ölümle neticelenen, Kuruma büyük mali yük getiren iş kazaları Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca veya Bakanlık İş Müfettişlerince soruşturma yapılabilir.
(3) Bakanlık iş müfettişlerinin rapor ve tutanaklarında gerekli bilgilerin yer alması veya yargı kararının bulunması durumlarında, ünitelerce (Sosyal Güvenlik Merkezlerine, Sosyal Güvenlik İl/ Sosyal Güvenlik Müdürlüğünce) ikinci bir incelemeye gerek duyulmaz.
(4) Kuruma bildirilen iş kazası olayına ilişkin düzenlenen belge ve bilgilerin gerçeğe uymadığı ve olayın incelenmesi sonucu iş kazası olmadığının anlaşılması halinde, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan Kanunun 96 ncı maddesine göre tahsil olunur.

İş Kazası Sonucu Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespiti

– İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır.

Başvuru nasıl yapılır?

– İş Kazası geçiren sigortalı, Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı’nın tespiti için priminin yattığı Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüklerinde bulunan İş Kazası Servislerine müracaat etmelidir.

Kurum Sağlık Kuruluna Gönderilen İş Kazası Dosyasında;

Kurum Sağlık Kuruluna Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespiti için gönderilen dosyalarda;
– İlk işe giriş sağlık raporu, bulunmadığı durumlarda bu raporun olmadığına dair yazılı beyan,
– Sigortalı askerlikten muaf tutulmuş ise buna ait asker hastanesince düzenlenmiş ayrıntılı muayene bulgularını içeren sağlık raporu (askerlik sakat raporu),
– Olayın iş kazası olup olmadığını net olarak belirtir tahkikat raporu ve tutanaklar,
– İş kazasından sonra başvurduğu hastanelerde görmüş olduğu tedavi, ameliyat bilgilerini içerir epikrizleri (çıkış özeti) ve varsa ameliyat notları,
– Sigortalının tedavileri tamamlandıktan sonra son durumunu gösterir, ‘‘çalışır/çalışamaz’’ tarihini bildiren sağlık kurulu raporu, temin edilememesi halinde üst yazıda geçici iş göremezlik ödeneğinin verildiği sürenin belirtilmesi,
– Dosya içerisinde mevcut belgelere dair kontrol listesi, kontrol eden yetkilinin isim ve imzası, bulunmalıdır.

İş Kazası Geçiren Ancak Hastalığında Artma Olduğu İddiası

– Sürekli İş Göremezlik geliri bağlanmış sigortalılar, malullük durumlarında artma veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğunu ileri sürerek gelirlerinde değişiklik yapılmasını isteyebilirler. (Ancak, rahatsızlıkları geçirdiği iş kazası ile ilgili olması gerekir)

İtiraz nasıl yapılır?

– İş kazası tespit oranlarına yapılan itirazları da. Yüksek Sağlık Kurulu değerlendirmektedir Sigortalılar dosyalarının bir kez de Yüksek sağlık Kurulunda incelenmesini bağlı bulundukları sigorta il /merkez müdürlüklerine bir dilekçe ile müracaat ederek talep edebilirler.

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://insaattaisguvenligi.com/2012/02/20/is-kazasiyla-ilgili-bilinmesi-gereken-her-sey/

Bir yanıt yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.