Rapor işkazasının yaşandığı yerin incelenmesi, BEDAŞ Gaziosmanpaşa İşletme Müdürlüğü yetkilileri, taşeron şirket çalışanları, Enerji-Sen yetkilileri ve kazaya uğrayan Seyithan Ağır’ın kardeşi ile yüz yüze görüşme ve konuyla ilgili mevzuatı ve medya yer alan haberlerin taranması ile hazırlanmıştır. Seyithan Ağır’ın enfeksiyon tehlikesi devam ettiğinden kendisiyle kazaya ilişkin olarak yüzyüze görüşülememiştir.
Özet:
3 Şubat 2012 tarihinde saat 11.00 civarında BEDAŞ Gaziosmanpaşa bölgesinde taşeron şirket Aram İnşaat Elek. Ürt. Madencilik Kuyum. İth. İhr. Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti. çalışanı Seyithan Ağır, Alibeyköy Barajı yakınındaki bir trafonun üstünde arıza sorununu giderirken 34.5 kilovolt gerilim altındaki akıma kapılmış ve 3 metre yükseklikten yere düşmüştür. Seyithan Ağır, sağ kolunu kaybetmiştir ve halen yoğun bakımdadır.
Olay:
Seyithan Ağır, bir gün önce 15.00-23.00 mesaisinde çalıştıktan sonra, normal çalışma vardiyası yerine tekrar 08.00-16.00 vardiyasında çalışmak üzere işletme tarafından işe çağrılmıştır. Saat 11.00 civarında arıza gidermek için bir ekiple birlikte arızanın bulunduğu yere gitmişlerdir. Olay yerinde (DSİ’ye bağlı baraj gölüne giden bir toprak yolun kenarında, 2 metre aşağıda), küçük bir trafo bulunmaktadır. Trafonun üstüne denk gelen hatta kiralanan bir vinç bomunun üstünde ulaşmıştır.
Seyithan Ağır, kablolarda enerjinin kesildiği bilgisini aldıktan sonra vinç yardımıyla yükseltilerek kablo ile trafonun bağlantı noktasına ulaşmaya çalışmıştır. Ancak, kabloya henüz dokunmadan bir parlama olmuş, işçinin sağ kolu diğer işçilerin tabiriyle ateş topu halini almış, işçiyi zaten sabit durmayan vincin üzerinden fırlatmıştır. İşçi, trafo ile toprak yol arasında kalan yumuşak toprağa düşmüştür. Böylece şans eseri hayatta kalmıştır.
Eldeki sonuçlara göre ağırlık kazanan görüş, kablonun topraklanması gerçekleşmeden ve kabloda elektrik olup olmadığına dair son kontrolü yapılmadan işçinin kabloyu tamir etmesi talimatı verilmiştir.
Sektör Profili:
Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) önce TEAŞ ve TEDAŞ olarak ikiye ayrılmış, daha sonra bazı dağıtım bölgeleri özelleştirilmiştir. Elektrik Mühendisleri Odası ve işkolunda örgütlü sendikaların başlattıkları hukuk mücadelesiyle, dağıtım hizmetlerinin özelleştirilmesi uzun süre engellenmiştir. Özelleştirmeleri hızlandırmak için TEDAŞ’ta taşeronlaşma başlatılmış; sayaç okuma, kesme, fatura dağıtma, bakım-onarım ve arıza gibi hizmetler taşeron firmalara devredilmiştir.
İstanbul’da Anadolu Yakası elektrik dağıtımı 1989’da AKTAŞ’a, Avrupa yakası elektrik dağıtımı da 1992’de Boğaziçi Elektrik Dağıtımı A.Ş. BEDAŞ’a verilmiştir. AKTAŞ’da özelleştirme ve taşeronlaştırma sonucu 400 sözleşmelinin ve 840 işçinin işine son verilmiş, yerlerine asgari ücretle çalışan, hiçbir sosyal hakkı olmayan taşeron işçileri alınmıştır. İstanbul Avrupa yakasının elektrik dağıtım hizmetini yapan BEDAŞ’da da, 1992 yılından sonra, sayaç okuma, kesme, fatura dağıtma, bakım-onarım ve arıza hizmetleri de taşeron firmalara verilmiştir.
Sektörde son istatistiklere göre yaklaşık 300.000 işçi çalışmaktadır. Elektrik işlerinin parçalanması ve farklı taşeron firmalara bölünmesi ile çok parçalı bir sektörel yapı ortaya çıkmıştır. Kamu ve özel sektör ayrımının yanı sıra, enerji santrali inşaatlarının yaygınlaşması ve çeşitlenmesi nedeniyle, ölçek olarak da oldukça genişleyen bir alanda üretim faaliyeti sürmektedir. Sektörde kamu ve özel firmalar ve taşeron firmalar arasında, genel olarak eşitlik ilkesine aykırı çalışma ve ücretlendirme biçimleri sözkonusudur. İşçiler, farklı patronlara bağlı olarak çalışmanın getirdiği tüm dezavantajları yaşamaktadır. İşçi sağlığı ve güvenliği tedbirleri yeterince alınmamaktadır. İşçilerin koordinasyonunda ölümcül hatalar yapılmaktadır. Ayrıca daha fazla işçiyle yapılması gereken işlerin az işçiyle yapılması da işçileri bir zaman baskısıyla karşı karşıya bırakmaktadır. Bu durum işçileri uzun çalışma saatlerinde, yoğunluğu sürekli artan bir iş yapmak zorunda bırakmaktadır.
Sendikal yapının da çok parçalı olması sözkonusudur: Tes-İş, Yeni Bes-İş, Ensan-İş ve Enerji-Sen “işçi” stütüsündeki (4857 sayılı yasaya tabi) işçilerin örgütlenmesi; Türk Enerji-Sen, Enerji Bir-Sen, Bağımsız Enerji-Sen, Enerji Hak-Sen ve ESM ”kamu çalışanı” statüsünde (657 sayılı yasaya tabi) çalışanlara yönelik faaliyette bulunmaktadır.
Tespitler:
Seyithan Ağır’ın düşmesine tanıklık edenlerin ve ilgili tesislerde çalışanların ifadeleri, olay yeri ve bedenindeki yanığa bakılarak aşağıdaki tespitlerde bulunmak mümkündür.
1. Seyithan Ağır’a hat üzerinde çalışma talimatı verilmeden önce gerekli bütün kesme, yalıtma, topraklama uygulamaları ve son kontroller yapılmamıştır. Sözkonusu olan 34.5 kV’luk bir hatta çalışma yapılırken enerji kesildikten sonra hattın çift taraflı olarak topraklanması, hat tüfeğiyle gerekli kontrolün yapılması gerekmektedir. Taşeron firmanın ekibinde bulunması gereken ve son kontrol için kullanılan neon lamba ellerinde bulunmamaktadır.
2. Seyithan Ağır’a gerekli bütün işçi sağlığı ve iş güvenliği malzemeleri verilerek kullanması sağlanmamıştır. Yapılan görüşmelerde ve değişik zamanlarda yapılan saha gözlemlerinde BEDAŞ ve taşeron şirketlerde kişisel koruyucu donanımlar (izoleli iş ayakkabısı, eldiven, baret, kıyafet, emniyet kemeri) ile güvenlik malzemelerinin (ıstanka, neon lamba, havai hat tüfeği, yalıtkan paspas, izole sehpa) genellikle işçilere verilmediği, tesislerde bulunmadığı ve kullandırılmadığı görülmektedir. Bu konuda 26.12.2011 tarihinde Enerji-Sen tarafından BEDAŞ Genel Müdürlüğü’ne bir dilekçe verilmiş olduğu da görülmüştür.
3. Seyithan Ağır, yönetmeliklere uygun bir araçla yüksekte çalışma yapmamaktadır. Yalıtkan malzemeden yapılmış kafesli bir platform ile yukarıya çıkarılması gerekirken; yük kaldırmak için kullanılabilecek olan bir vinç ile yükseğe çıkarılmıştır. İşletme yetkilileri uygun bir aracın çalışma anında orada bulunduğunu belirtmesine karşın, platform varken bir işçinin kendi insiyatifiyle vinç bomunun üzerinde yüksekte çalışma yapmaya çıkması inandırıcı görünmemektedir. İşçi böyle bir şeye yeltense dahi sahada bulunan BEDAŞ görevlileri ile taşeron şirket yetkililerinin buna izin vermemesi gereklidir. Seyithan Ağır’a, emniyet kemeri verilmemiştir ve zaten vinç bomunda emniyet kemerinin sabitleneceği bir yer de bulunmamaktadır.
4. Seyithan Ağır, İş Kanunu’nda öngörülen dinlenme süresine (11 saat) uyulmadan yeniden işe çağrılmıştır. Bu durum yapılan tehlikeli işte dikkat dağınıklığına ve kazalara yol açabilecek bir faktördür.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.