Adana İnşaat İşçileri Dernek Girişimi adına gazetemize bir elektoronik posta atan Recai Gerçe çalışma arkadaşının nasıl öldürüldüğünü anlattı. El sürmeye kıyamadığımız yazıyı aynen yayınlıyoruz.
25 Ağustos 2012 ben bir cinayeti gördüm ve tanıklık yapmak istiyorum. Cinayet mevki Adana İlkkahramanlar İnşaat ltd.Şti. Öldürülen kişi Cemal Özbek. Ölüm saati 10:50-11:05 arası. Hiçbir güvenlik önleminin alınmadığı insaatta 10’uncu kattan toprak zemine yüzü koyun düşerek yaşamını yitirdi. Belki güvenlik alınmış olsaydı mesela inşaatın etrafında tel kafesler ve güvenlık halatı gibi önlemler alınmış olsaydı Cemal en fazla ya tel kafese düşecek yada güvenlik halatında askıda kalacaktı ama ölmeyecekti. En büyüğü yedi yaşında olan üç cocuğu da babasız kalmayacaktı. Ben ilkokul 3’üncü sınıfta kaybetmiştim babamı ve bugünde bir baba olarak bu ölümün acısını zihnimin derinliklerinde hissedebiliyorum. Yani acı çok yakında aynı tablanın üstünde beraber çalışıyorduk. Cemal’le ben tablanın boşluklarını kapatıyordum. Cemal ise iki metre önümde kendini sonsuzluğa götüreceğini bilmeden o hain kolon demirini bağlıyorlardı. Hemen yanımdan geçtiler arkamda duran boş kolona kolon demirini dikmek için. O kadar anlık olduki bır feryat ve bağrışmayla irkildim. Elimdeki keseri kaldıramadım bile arkamı döndüğümde yana yatmış kolon demiri ve aşağı baktığımda yere yüzükoyun kapanmış Cemal’i gördüm. Aşağıda yatan ben de olabilirdüm ya da bir başka arkadaşımda olabilirdi. Cemal’in yerine ve o an kendime dayanılmayacak bir acı içinde hissettim. Çok korkunç bir şeydi yaşanan kelimelerle anlatılacak gibi bir şey değil Cemal’de diger iş cinayetinde öldürülenler gibi öldürüldü. Öldürüldü diyorum çünkü başta söylediğim önlemler alınmış olsaydı bugün yaşıyor olacaktı. Oysaki bu önlemleri almak Cemal’in hayatından çok daha pahalı değildir. Evet artık yeter yeni Cemal’ler olmasın diye yazıyorum bütün bunları ve soruyorum bu ülkeyi yöneten Başbakan’a, Bakanlar’a ve kendini insan yerine koyan herkese soruyorum. İşçi sağlığı ve iş güvenliği yasasını biraz daha genilettiniz bunu iş yerlerindeki ölümlere bir son vermek içinmi yaptınız? Eğer böyle ise hâlâ neden durduramıyorsunuz ölümleri? Yani yasa çıkartmak yetmiyor.
‘VİCDANINIZ VARSA CİNAYETLERİN HESABINI SORUN’
Şimdi soyleyin bana sayın Başbakan Bakanlar ve Milletvekilleri sizler ayda aldıgınız onbınlerce liralık maaşlarınız ve her türlü devlet olanak ve imkanlarıyla bezenmış yaşamınızla is güvenliği yasasının hangı risk kategorisine dahilsiniz? Değilsenız eger sizden yüzlerce kat az ucret alan ve ölümüne riskli koşullarda çalışan bu insanlardan insan olarak farkınız ne? Yaptıgınız işin ne kadar zor bır iş olduğunu anlatıp duruyorsunuz. Televizyon ekranlarında ve ben size tekrar soruyorum: Kaç Başbakan kaç bakan ve kaç milletvekili çalıştığı işyerinde iş cinayetine kurban edilmiştir? Oysa ki sizler de biliyorsunuz ki bu ülkede yoksulluk ve açlığın cenderesinde milyonlarca emekçi bu ülkede iş yerlerinde günde en az 3 kişiden fazlası hayatını kaybediyor.Ve yine sizler biliyorsunuz ki 9 yılda 10804 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu veriler sizin verilerinizdir. Sizlerin canı ne kadar kıymetli ise bu ülkedeki bütün emekçilerin, yoksulların, işsizlerin, dışlanmışların yani her türden insanın canı da o kadar kıymetlidir bana göre bir avuç işverenin çıkarlarını korumak adına bunca emekçinin hayatına malolan İş yasalarını neden işçiler emekçiler lehine değil de işverenlerin istediği gibi çıkarıyorsunuz? Eger içinizde birazcık insanlık adına küçük bir vicdan parçası varsa bu cinayetlerin hesabının sorulmasının önünü açarsınız.Yoksa daha çok Cemal’ler kaybedecektir bu ülke.Baştan savma iş güvenliği yasalarıyla bu işi çözemezsiniz ve unutmayınız ki bugün çıkarlarını emekçilerin ölümü pahasına savunduğunuz iş verenleriniz yarın sizden daha iyi bir savunucu bulduklarında sizi de hiç tereddüt etmeden harcayacaklardır ve bu yananlar insanlık tarihinde sizin adınıza kara bir leke olarak yazılacaktır. Bunun böyle olmasını istemiyorsanız bu cinayetlerden davacı olun ve durdurun.