İSTANBUL (AA) – Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Osman Arıkan Nacar, günümüzde ölümlü iş kazalarının yüzde 38’inin inşaat sektöründe yaşandığını belirterek, “Bunların da içlerinde en önemli neden ise yüksekten düşme.” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından inşaat sektöründe gerçekleşen ölümlü iş kazalarının azaltılması ve toplumda farkındalığın sağlanması amacıyla düzenlenen “İnşaatlarda İş Sağlığı ve Güvenliği 2017 Hedef Sıfır Pratik Çözümler” sempozyumu İstanbul’da başladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nacar, sempozyumda, Türkiye’nin artık eski Türkiye olmadığını, yeni Türkiye’nin büyük hedef ve vizyonlarla her geçen gün geleceğe yürüdüğünü söyledi.
Türkiye’nin son 15 yılda 3,5 kat büyüdüğünü belirten Nacar, ”Gelişmişliğin en büyük göstergelerinden biri de doğumdan sonra beklenen yaşam. Bugün son 15 yıla geri dönüp baktığımız zaman bu salondaki herkes 4,5 yıl daha fazla yaşayacak. Bugün Türkiye’de beklenen ömür artık 78 yıl. En erken çalışma hayatına başlayan kişinin 15 yaşında olduğunu düşünürsek önündeki 60 yıldan bahsediyoruz.” diye konuştu.
Nacar, Türkiye’nin geleneksel ve kültürel yapısında insanı merkeze alan ve yaşatan bir ülke olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
”Bugün inşaat sektörü GSYİH oranı yüzde 6’larda olan önemli lokomotif bir sektör. Türkiye’de inşaat sektörü 200 tane alt sektörün lokomotifi pozisyonunda olan en önemli sektörlerden bir tanesi. Günümüzde iş kazalarına baktığınız zaman tüm ölümlü iş kazalarının yüzde 38’i inşaat sektöründen kaynaklanıyor. Bunların da içlerinde en önemli neden ise yüksekten düşme. Yüksekten düşmeyi engellemenin en önemli yapı taşlarından bir tanesi güvenli iskeledir. İş sağlığı güvenliğiyle ilgili sendikalaşma da önemlidir. Örgütlü çalışma, güvenli çalışma en önemli noktalardan bir tanesidir.”
– “Ölümlü iş kazalarında yüzde 47’lik iyileşme söz konusu”
İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdür Vekili İsmail Gerim ise kendilerine inşaat sektöründe “hedef sıfır” temalı bir vizyon belirlediklerini dile getirdi.
Gerim, inşaat sektörü iş kazalarının meslek hastalıklarına bakıldığında en önde yer aldığını anlatarak, ”İş kazalarının önlenmesi noktasında çok önemli faaliyetler gerçekleştirdik. 2002 yılından itibaren başlayan AB uyum çerçevesinde AB direktiflerini uyumlaştırdık. Daha sonra İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununu hayata geçirdik. 2012 yılından itibaren yapılan çalışmalarla toplumda ciddi bir farkındalık oluştu. Bu farkındalığın oluşmasında kanuna da tanımlanan iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin sayılarındaki artışlar ve bu profesyonellerin de sahaya inmesi, iş verenlerle birlikte çalışmalara yoğunlaşması alanda çok ciddi değişimler gerçekleştirdi. ” ifadelerini kullandı.
Yaşanan değişimlerin ardında iş verenlerde de ciddi anlayış değişikliği olduğunu belirten Gerim, şunları kaydetti:
”Biz bu değişiklikleri zaman zaman toplantılarla kendilerinden öğrenmeye çalışıyoruz. 2012 yılında bu güne geldiğimizde artık anlayışların geliştiğini, başlangıçta bazı uygulamalarda zorlandıklarını ama artık bu çalışmaların hem iş yerleri için hem de maddi ve manevi anlamda üretime ciddi katkısı olduğunu gözlemledik. Rakamsal olarak ölümlü iş kazalarında 2012 yılına mukayese ettiğimizde yaklaşık yüzde 47’lik inşaat sektörü için iyileşme söz konusu. Ama bu rakamları daha minimum seviyelere indirmek mümkün. İş veren bu işin öncelikli olarak liderliğini yapacak, sahiplenecek, gündemin birinci maddesi haline getirecek. İş sağlığı güvenliği profesyonellerini danışmanı en yakın çalışma arkadaşı olarak sürekli sahayı gözleyerek çalışmalarını takip edecek. Burada çalışanları unutmayacak. Çalışanları sürekli eğitecek ve bilgilendirecek.”
Gerim, çalışanın kendisine değer verildiğini hissetmesinin o iş yerine olan bağlılığının artmasına neden olacağını ve üretim kalitesinin artacağını vurguladı.
– “2023’e kadar işsizliğinin yüzde 5 düzeyine indirilmesi hedefleniyor”
Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Genel Sekreteri Necati Ersoy ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının son dönemde ulusal istihdam konusunda çok ciddi çalışmalar yürütüğünü ifade etti.
İstihdamın artırılmasının kalkınmanın önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Ersoy, ”2023 yılına kadar işsizliğinin yüzde 5 düzeyine indirilmesi hedefleniyor. Bakanlığımız istihdamı arttırırken salt işsizliği düşürmek değil istihdam üzerindeki yapısal sorunları da gidermeye çalışıyor. bu son derece saygı duyulacak gelişmedir.” dedi.
Ersoy, yapısal sorunların temelinde kayıt dışılık yattığını, bunun da ciddi ve önemli bir sorun olduğunu belirterek, ”Kayıt dışılık istihdamını kabul edilebilir seviyelere çekmek için bakanımız gerçekten ciddi bir çalışma yürüttü. Bugün bu seviye yüzde 30’lara geldi. Bu önemli bir başarı ama yeterli değil. Daha aşağılara çekilmesi gerekiyor. Bugün kayıt dışılıkla devletin tek başına mücadele etmesi yetmez. İşçi ve iş veren kuruluşları, işçiler ve işverenler hepsi bu konunun adeta birer müfettişi olarak çalışmak zorunda. Artık muhatap olarak sadece devletin mücadelesinde onları yalnız bırakmamamız gerekiyor. Çünkü ülkeniz kayıtlı sektör sistemine geçerse daha güçlü hale gelecek.” değerledirmesinde bulundu.
Türk-İş Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar da iş sağlığı ve güvenlik konularına gereken önem verilmediğinde iş kazaları, meslek hastalıkları, ölümler, yaralanmaların olduğunu kaydetti.
http://www.memleket.com.tr/insaatlarda-is-sagligi-ve-guvenligi-sempozyumu-1087867h.htm